“Avrupa Bölgesel ve Azınlık Diller Tüzüğü Uzmanlar Komitesi (COMEX) ve Dil Çeşitliliği Teşvik Ağı (NPLD), şu anda yaşadığımız zor zamanların farkında olarak, Avrupa Diller Günü’nü kutlamak için tüm Avrupalıları bir araya getiriyor.
Özellikle bugünlerde, hükümetlerin tüm dil çeşitliliği içinde halklarıyla net bir şekilde iletişim kurmaları hem krize karşı koruyucu bir halk sağlığı tepkisi olması hem de bu çeşitliliğin bir yansıması olması açısından önemli rol oynuyor. Acil durumlarda daha da kötüleşen toplulukların veya bireylerin dışlanması ve tecrit edilmesiyle mücadele etmek için hükümetler, kapsayıcılığı daha da fazla takip etmelidir. Bölgesel veya azınlık dilleri kamusal alanda kullanmak bu takibin merkezidir.
Avrupa’da çocuklar en çok kesintiye uğramış akademik yılın ardından okula dönüyorlar. Tekrar öğrenmeye başladıklarında, hükümet ve okullar müfredatlarını hazırlarken ve acil durumlar ışığında özel düzenlemeler yaparken bölgesel veya azınlık dillerin öğretiminin gözden kaçırılmaması çok önemlidir.
Bu ilkeler ve haklar dil çeşitliliğimizi korumanın ve geliştirmenin önemini büyük ölçüde savunan Avrupa kuruluşlarınca destekleniyor. Kaybolmaya en yakın dillerin korunması ve geliştirilmesine adanmış dünya çapında tek yasal bağlayıcı tek belge – Bölgesel ve Azınlık Diller Avrupa Tüzüğü – 1992 yılında Avrupa Konseyi himayesinde kabul edildi. Bununla birlikte, ve bu zamana kadar edinilmiş başarıların farkında olarak, beklenen ilerlemeye hala çok uzun olunduğunu ve tüzük ilkelerinin bazı üye devletler tarafından gerçekleştirilmediğini not ediyoruz. Tüzüğün onaylanması, bahsedilen ülkelerde ciddi bir şekilde düşünülmelidir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 70. yıldönümünde, “dil” temelli herhangi bir ayrımcılığı açıkça yasaklayan 14. Madde’yi hatırlamak yerinde olur.”
Dil Çeşitliliği Teşvik Ağı Başkanı Sietske Poepjes ve Bölgesel ve Azınlık Diller Avrupa Tüzüğü Uzmanlar Komitesi Başkanı Vesna Crnić-Grotić konunun önemine dikkat çekerek “Kamusal alanda bölgesel veya azınlık dillerin kullanımının toplumun çeşitliliğini ön plana çıkarmanın ve kapsayıcılığın teşvik edilmesinin bir yoludur.” dedi. İki başkan da Avrupa kuruluşlarını ve ulusal hükümetleri Avrupa Bölgesel ve Azınlık Diller Tüzüğü’nün amaçları, ilkeleri ve değerlerinin eksiksiz ve en üst düzeyde uygulanması için çalışmaya davet etti.