Eylem BOSTANCI
Yıl 2000 senesiydi; bir iş görüşmesi için Birleşik Krallık’a bağlı Güney Galler’e gitmiştim. Galler; İngiltere’ye göre kültürel olarak çok farklı ve zengin, insanları kat be kat dost severdir. İş görüşmesinden çıktıktan sonra tren istasyonuna doğru bir taksi ile yola çıktım. Yolda tabelalar iki dildeydi; İngilizce ve Galce. Taksiyi süren genç bana Galleri anlatıyordu. Ben yoldaki tabelaların Galce de yazılmasının pozitif bir şey olduğundan bahsettim. Genç adam şöyle cevap verdi; “Tüm bunlar bir gösterişten ibaret. Sadece bir aldatmaca, bir sus payı. Eğer öyle olmasaydı, ben şimdi kendi dilimi akıcı olarak konuşabiliyor olurdum”. Araba ile Galler’in göz alıcı güzellikteki yeşil vadilerinin arasından geçerken, Gal insanına İngiltere tarafından yaşatılan acılardan bahsetti. O’nun anlattıkları ile kendi ailemden Lazca’nın okullarda nasıl baskı altından tutulduğu hakkında dinlediklerim arasında büyük benzerlik vardı. Bunu ona söylediğimde, “Demek ki her devlet aynı şekilde aşağılıyor” dedi, haklıydı da. Bu benim içimi acıttı.
Bu yazı; Gal dilinin geçmişi ve bugünkü durumunun bir özeti niteliğindedir. Amacımız; Gal dilini yeniden canlandırma gayretlerinin sonucunu göstermektir.
Galce nedir?
Galce; tarih öncesi ve ilkçağ döneminde yaşayan Avrupa kavimlerinin bir bölümü olan Kelt’lerin dilinin iki kolunan biridir. Klasik Galce zaman içinde üç gruba ayrılmıştır; İrlanda Galcesi, Manx Galcesi ve İskoç Galcesi. Bu üç farklı Gal dili bugün birbirlerinden farklılıklar göstermektedir, fakat gene de bu dilleri konuşanlar birbirleriyle kısmen anlaşabilirler. Kelt dilinin ikinci kolu ise bugün Galler’de konuşulan dildir.
Geçmişte yaşamış olduğu tüm baskılara rağmen, bugün Gal dili önemli bir rehabilitasyon programına tabi tutulmaktadır, neredeyse yeniden yaratılmaktadır.
Galce’nin en fazla tehlike altında olan kolundan başlamak gerekirse, sadece Isle of Man’da konuşulan Manx Galcesi’nden söz etmek gerekir. Isle of Man; Birleşik Krallık’a bağlı olan ve Britanya ile İrlanda adaları arasında bulunan; kendi yönetimine sahip küçük bir adadır. Manx Galcesini anadili olarak konuşan son adam 1974 senesinde öldü. Ancak, düşünülenin aksine bu Manx Galcesinin sonu olmadı. Manx Galcesi ilk dil olarak öldü, fakat ikinci dil olarak yaşatıldı. Ada’da bir eğitim programı başlatıldı ve St John’s bölgesindeki bir okulda 4-11 yaş arasındaki çocuklara Manx dilinde eğitim verilmeye başladı. Bugün bu dili akıcı olarak konuşabilen 100 kişi var ve bu sayı çoğalıyor.
Galce’nin gördüğü engellerin kısa bir tarihi
Bu bölüme İngiliz devleti tarafından 1773 yılında Galce hakkında yapılan bir açıklama ile başlamak istiyorum;
“(Galce) Barbar insanların kaba dilidir. Galliler; barbarların barbarıdır; bunun dışında kendileri birşey bilmezler.”
Sanıyorum bu alıntı İngiliz devletinin Galceye karşı olan o günkü tutumunu özetliyordur. Galce’ye yapılan en büyük darbe; 1872 senesinde çıkartılan bir kanun oldu (1872 Education Act). Bu kanunla birlikte okullarda Galce’nin konuşulması yasaklandı. Artık okullarda Galce konuşan öğreciler öğretmenleri tarafından cezalandırılacaktı. İngiliz hükümetinin gerekçesi şu şekildeydi; Galce konuşmak çocukların iyi derecede İngilizce konuşmalarını engelliyordu, bu kanunu ise okulları tamamıyla devletin kanatlarının altına sokmak ve işçi sınıfı çocuklarına eğitim şansı tanımak için çıkartmışlardı. Oysa, tarih şunu gösterdi; çocuklara kendilerine yabancı bir dilde eğitim verilmesi daha yüksek İngilizce okuma-yazma oranına ulaşılmasında çok yetersiz kalmıştı. Tam tersine, ana dili Galce olan çocukların eğitimde geride kalmalarına neden olmuştu. Okullarda Galce konuşan çocuklar kötü muameleye ve aşağılanmaya tabi tutuluyor, çeşitli cezalara çarptırılıyorlardı. Çocuklar okula ilk başladıklarında İngilizce bildikleri iki kelime ‘evet’ ve ‘hayır’ oluyordu, bilmedikleri bir dilde eğitim almakta zorlanıyorlardı.
İskoç aydınları hiçbir zaman Galce’nin peşini bırakmadılar. Eğer bırakmış olsaydılar, bugün İskoç Galcesi ölü bir dil olurdu. 1830 ile 1900 yılları arasında yaklaşık 900 tane Galce kitap basıldı. 1891 senesinde ilk Gal derneği kuruldu; dernek Gal kültür festivalleri düzenledi. 19. yüzyıl bittiğinde İrlanda ve İskoçya’da hala anadili olarak Galce konuşan 1 milyondan fazla insan vardı.
Başka ülkelere olan göçler; özellikle ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’ya, Galce konuşan insan sayısını (yaklaşık 300-400 bin kişi) İskoçya ve İrlanda’da yapılan nüfus sayımlarında eksik gösteriyordu. 1890 senesinde Kanada hükümeti ülkelerinin sadece Cape Breton adasında 75,000 Galce konuşan insanın yaşadığını açıkladı. Dünya’nın ilk Galce haftalık gazetesi olan Mac-Talla Kanada’da yaşayan Galce konuşanlar tarafından 1892-1904 yılları arasında çıkartıldı.
Galce konuşan aydınların eğitim sistemine Galce’nin dahil edilmesi talepleri çok güçlüydü. İskoçya’da 1918 senesinde çıkartılan bir yasa ile birlikte İskoçya’daki okulların her seviyesinde Galce’nin okultulmasına izin verildi. 1930 senesine kadar, İskoçya’nın üst bölgelerindeki 284 okulda 7,000 öğrenciye Galce dersleri verildi. Fakat, Galce ayrı bir ders olarak veriliyordu, yani bir eğitim dili değildi. Dolayısıyla, sadece sembolik olarak Galce eğitimi veriliyordu. Öğrenciler ilk olarak İngilizce eğitim görüyorlardı, daha sonraki yıllarda ise, tek bir ders Galce olması koşuluyla, gene tüm dersler İngilizce olarak devam ediyordu.
1936 senesinde İngiliz devleti tarafından bir rapor yayınladı. Rapora göre; sadece 14 öğrenci ve ailelerini baz alarak yaptıkları bir araştırmaya göre artık anne-babaların çoğu çocuklarının Galce konuşmalarını istemiyorlardı ve evlerinde konuşmuyorlardı. Tabii, bu kasıtlı ve yetersiz bir araştırmaydı. Eğer gerçekten o tarihte anne-babaların çoğu çocuklarına Galce konuşuyor olmasaydılar, 1971 senesine kadar hala 90,000 kişi anadili olarak Galce konuşuyor olmazdı, ki bu insanların hepsi aynı zamanda akıcı şekilde İngilizce de konuşabiliyorlardı.
1970’li yıllar
Ancak bir gerçek daha vardı ki; 1970’li yıllara gelindiğinde artık anne-babalar Galce’nin iş dünyasında bir işe yaramadığını, dünya’da bir yer edinmek için İngilizce konuşmanın yeterli olacağını düşünüyorlardı.
1970’li yıllarda okullarda hala Galce konuşulmuyordu. Her ne kadar eski günlerdeki gibi Galce konuşanların cezalandırılması gibi bir şey söz konusu değilse de, artık herkes okulda ve işte İngilizce konuşmaya şartlanmıştı, zira okullarda Galcenin konuşulması zaten desteklenmiyordu. Öyle ki, evinde Galce konuşan insanlar, okula gittiklerinde Galce konuşabildiklerini unutuyorlardı. Kimse birbirinin Galce konuşabildiğini bilmiyordu. Eski bir Kuzey İrlandalı politikacı olan Roger Hutchinson’un ağzından söylemek gerekirse;
“Artık Galce konuşamayan birkaç kişiden şunu duydum; kendilerinden birşeyin eksik olduğunu, hayatlarında bir boşluk hissettiklerini söylüyorlardı. Kültürlerinden uzak kalmışlardı. Bu kimlikle ilgili bir şeydi. Bu yüzden, dilin eğitimin içine dahil edilmesi çok önemli. Biz birbirimizin Galce konuşabildiğini bilmezdik. Bir ara BBC radyosunda haftada bir Galce bir program yapıyordum, amatör bir programdı ama gene de dinleyicisi çoktu. Bana radyo programında yardımcı olarak Galce konuşan bir bayanın geleceğini söylediler. Bayanın ismini öğrendiğimde şaşırdım çünkü kendisiyle aynı sınıfta tam 12 sene okumuştuk ve tüm bu süre boyunca Galce konuştuğunu bile bilmiyordum.”
Galce’nin son 20 senedeki durumu
Bugün Galce yoğun olarak İrlanda (Güney ve Kuzey), İskoçya ve Galler’de konuşulmaktadır. Şüphesiz, bir dilin korunmasını sağlamanın en önemli adımı resmi eğitim içine dahil etmektir. Her üç bölgede de dilin yaşaması adına özellikle son 20 senedir devlet eliyle önemli adımlar atılmıştır. Bu gelişmeler kendi başlarına meydana gelmedi; uzun yıllara dayanan mücadeleler ve İrlanda ile İskoçya aydınlarının kazandığı siyasi başarıların bir sonucudur. İrlanda Cumhuriyeti bağımsız bir devlet olarak kendi dilini sahiplendi ve İrlanda Galcesi 2007 senesinde Avrupa Birliği’nin resmi dillerinden biri haline geldi. Peki, bu süre içerisinde nasıl oldu da Birleşik Krallık aktif olarak Gal dilinin korunması için rehabilitasyon programları geliştirdi, bunu anlamak için uzun uzun siyasi süreçten (İrlanda’daki mücadeleden ve alınan haklardan, İskoç hükümet meclisinden,vb) bahsetmek gerekir, fakat hem yerimiz dar olduğundan, hem de konu dışına çıkmamak adına bu konuya girmiyoruz. Son 20 sene içerisindeki Gal dilini koruma programlarının sonucu ne oldu, kısaca bunlara değineceğiz.
İrlanda Galcesi rehabilitasyon programı
İrlanda Cumhuriyeti’nde İrlanda Galce’sinin sürekli konuşulduğu; çoğu ülkenin batısında olan, Gaeltacht isimli bölgeler vardır. Bu bölgelerin dışında ağırlıklı olarak günlük dil olarak İngilizce kullanılır. Gaeltacht bölgelerinde bulunan okullar her zaman İrlanda Galcesi eğitimi vermişlerdir.
İrlanda Galce’sinin öğretilmesi tüm ilk ve orta okullarda mecburidir. Yaklaşık 700-800 bin öğrenci her gün İrlanda Galcesi eğitimi almaktadır. İngilizce eğitim veren okulların dahi İrlanda dilini öğretme zorunluluğu vardır. Güney İrlanda’da üniversite’ye girmek isteyen her öğrencinin İrlanda Galcesi sınavlarını geçmiş olması gerekir, aksi halde üniversiteye kabul edilmez. Dolayısıyla, pek çok İrlandalı bir miktar İrlanda Galcesi bilir, fakat anadili olarak kullananlar Gaeltacht bölgesinde oturanlardır.
Tüm İrlandalı çocukların İrlanda Galcesi eğitimi görmeleri yanı sıra, her dersin sadece İrlanda Galcesinde okutulduğu Gaelscoil isimli okullar vardır. Bu okulların temeli 20. yüzyılda atılmıştır. Gaelscoil okul sistemi Avrupa’daki en büyük ve en başarılı dil canlandırma programıdır. 2009 senesinde 50,000 kadar öğrenci Gaelscoil okullarında sadece İrlanda dilinde ilk ve orta eğitimi görmekteydiler. Gaelscoil okullarında okuyan öğrencilerin %71’i Gaeltacht bölgelerinin dışında bulunuyordu. Bir diğer deyişle, öğrencilerin çoğunluğu günlük dili olarak İngilizce konuşulan ailelerden gelen çocuklardı.
Güney İrlanda’da dilin yayılmasını ve gelişmesini sağlayacak pek çok program sürdürülmektedir. Gaeltacht bölgesinde her sene açılan 47 yaz okulunda 26,000 kadar öğrenci 3 hafta boyunca tüm gün sadece İrlanda Galcesi konuşmaktalar. Ayrıca, İrlanda’nın farklı bölgelerinde 35 adet Gençlik Grubu vardır ve 8-19 yaş arası gençler sadece İrlanda dilinde sosyal faaliyetler gerçekleştirmektedirler.
Galler rehabilitasyon programı
Galler’de yaşayan nüfusun yaklaşık %21’i anadili olarak günlük hayatlarında ve evlerinde Galce konuşur. Nüfusun %10 kadarı ise kısmen Galce’ye hakimdir; yani tüm nüfusun yaklaşık %28-%34’ü Galce dil bilgisine sahiptir. İrlanda diline kıyasla Galce daha fazla bölgede ve daha yoğun olarak konuşulur.
1990 senesinde Galce’nin okullarda 14 yaşına kadar öğretilmesi mecburi hale getirildi. 1999 senesinde ise 15 ve 16 yaşında olan öğrencilerin de Galce ders görmeleri mecburiyeti geldi. Böylece tüm öğrenciler 5-16 yaşları arası 12 sene boyunca Galceyi ilk ya da ikinci dil olarak görmeye başladılar. Bunun yanı sıra; 2008 senesinde Galler’de yaşayan çocukların yaklaşık %25’i ilk ve orta eğitimdeki tüm derslerinde sadece Galce eğitim görüyorlardı, bu oran 2000 senesinde %18 idi. Bu okullarda okuyan çocukların %70 kadarı İngilizce konuşulan ailelerden gelmelerine rağmen, %95’i Galceyi anadilleri gibi konuşuyorlar.
Galler’de dilin yayılmasını ve gelişmesini sağlayacak pek çok program sürdürülmektedir. Sadece Galce’nin konuşulduğu okul öncesi oyun grupları ve anaokulları bir örnektir.
İskoç Galcesi rehabilitasyon programı
İskoç Galce’sinin durumu İrlanda ve Galler’e göre daha kritiktir. Örneğin, 2001 senesinde yapılan nüfus sayımına göre, İrlanda nüfusunun %20 kadarı Galce konuşabilirken (582,500 kişi), bu oran İskoçya’da sadece %1,2 idi (58,552 kişi). Fakat, İskoçların yaklaşık %25 kadarının İskoçya dışında yaşadığını da hatırlatmakta fayda var.
İskoçya’da sadece Galce eğitim veren ilk eğitim kurumu 1973 senesinde kurulan Ostaig kolejiydi. Ostaig ilköğretim ve ortaöğretim vermeye devam ediyor. Kolej; 2002 senesinden itibaren üniversite dengi diploma vermeye hak kazandı. Britanya merkez üniversite sistemi aracılığıyla girilen bu kolej’in dünyada başka bir örneği daha yoktur. 2009 senesinde Ostaig’de yaklaşık 1,000 öğrenci yüksek eğitim görüyordu.
İskoçya’da Ostaig koleji dışında daGalce eğitim veriliyor. Gaelic medium education (GME) öğrencilere 1985’den beri İskoç Galcesi aracılığıyla eğitim veren, İngilizcenin ise ikinci dil olarak öğretildiği bir eğitim biçimidir. İskoçya genelinde GME eğitimi epey yaygınlaşmış ve Galce ilkeğitim veren okul sayısı 1985’de iki okulda 24 öğrenciden 2007 senesinde 62 okulda 2 bin’den fazla öğrenciye çıkmıştır. Tek başına Galce eğitim veren okulların azlığından dolayı, ayrıca İngilizce eğitim veren okulların bünyesinde kurulan Gal ünitelerinde de Galce eğitim verilmektedir. Toplamda; 2007 senesinde 9,746 öğrenci Galce eğitim alıyordu. Aslında, Galce eğitim alan çocukların tümü evde Galce konuşulan ailelerden gelmiyorlardı. Aileler; farklı bir dili öğrenmenin çocukları daha fazla geliştirdiğine, başka dilleri öğrenmede yardımcı olduğuna ve dünya’ya farklı bir pencereden bakmalarını sağladığı için çocuklarını Galce eğitim veren okullara gönderiyorlar. 2005-2007 yılları arasında Galce eğitim alan öğrenci sayısında yaklaşık %2 artış oldu.
Ayrıca, İskoçya’da 2007 senesinde farklı seviyelerde Galce eğitim veren 13 kolej ve 7 üniversite vardı. Galce eğitim veren öğretmen sayısı yetersiz olduğundan, 2008 senesinde İskoç hükümeti tarafından Galce eğitim verebilecek yeni öğretmenlerin yetişmesi ve gençlerin Galce eğitim görmeleri için 2,7 milyon Sterlin ayrıldı.
Ocak 2008’de, İskoç yetkililerin açıklamasına göre Galce eğitime olan talep o kadar fazlaydı ki, dört yeni okul daha açılmasına karar verildi. Ağustos 2009’da İskoç hükümeti bu okulların açılmasının hızlanması için 1,5 milyon Sterlin temin etti. Bunun dışında, Galce konuşan genç insanlara iş fırsatı yaratmak amacıyla kurulan Gençlik Projesi’ne 70 bin Sterlin aktarıldı.
Sonuç
Galce’nin devlet eliyle okullarda yasaklanmasını ve dili konuşan kişi sayısının özellikle 20. yüzyılda düşüşe geçişini özetledik. Tüm kısıtlamalara rağmen, Kelt kökenli aydınlar mücadelelerini bırakmadılar. Bugün Gal dilinin yeniden canlanması için İskoçya, İrlanda ve Galler’de uygulanan farklı programlardan bahsettik. Bunlara ek olarak; isteyen öğrencilerin matematik ve coğrafya gibi sınavlara isterlerse kendi ülkelerine ait Gal dilinde girebildiklerini, resmi sınavları (ehliyet sınavı gibi) kendi dillerinde çözebildiklerini, ve tüm resmi evrak ve mektupların Gal dilinde talep edebileceklerini de eklemek gerekir.
Gal dilini öğrenen, bu dilde eğitim alan gençlerin sayısı her geçen gün artıyor. Galce “geleceği geçmişinden daha parlak olan dil” olarak nitelendiriliyor. Demokratik dil ve eğitim haklarının tanınması ile birlikte Birleşik Krallık kültürel olarak güçleniyor, Güney İrlanda bir devlet olarak güçleniyor. Sanıyorum; hala anadilde eğitim ve öğretimin ülkede ‘milli birliği’ bozacağı yalanının arkasına saklanan devletlerin bundan çıkartması gereken bir ders vardır.