Hemşinliler, MS 620/780’li yıllarda bugünkü Ermenistan sınırları içinde yer alan Sevan Gölü (Gökçe göl) ile Aragats Dağı (Elegez Dağı) arasındaki bölgeden Arap baskınları nedeniyle göçerek Doğu Karadeniz’e gelen ve zamanın Bizans İmparatoru tarafından Doğu Karadeniz’in (Rize İkizdere-Fındıklı arasındaki bölge) dağlık iç kesimlerine yerleştirilen bir halktır. Göç esnasındaki liderlerine atfen kurdukları yerleşime Hamamaşen adı verilmiş, zamanla bölge Hamşen/Hemşin kendileri de Hamşe(n)tsi/ Hemşinli olarak adlandırılmışlardır. Hemşinliler burada 1461 yılında Osmanlı İmparatorluğunun Trabzon’u fethine kadar bir prenslik olarak yaşamışlar, bu tarihten sonra ise Hemşinlilerin önemli bir bölümü anayurtlarından ayrılmak zorunda kalmıştır.
Bugün akademik düzeyde Hemşinliler 3 grupta değerlendirilmektedirler;
1) Batı Hemşinlileri: Rize’nin Hemşin ve Çamlıhemşin ilçeleri ile Fındıklı-Ardeşen-Pazar-Çayeli-İkizdere ilçelerinin dağlık kesimlerinde yaşayan Hemşinliler. Bati Hemşinlilerin bir kısmı sonraki süreçlerde Erzurum, Tokat ve Yozgat gibi bölgelere göç etmiş veya yerleştirilmişlerdir…
2) Doğu Hemşinlileri: Muhtemelen 17-18 yy’larda tarihi Hemşin bölgesinden Batum ve Artvin’in Hopa ve Borçka ilçelerine göçen Hemşinlilerdir. Batum’da yaşayan Doğu Hemşinlileri 1944 yılında SSCB tarafından Kazakistan ve Özbekistan’a sürülmüşler, bunların bir kısmı SSCB nin dağılmasından sonra Rusya’nın Krasnodor ve Moskova arasındaki bölgesine göç etmişlerdir. Doğu Hemşinlilerinin bir bölümü de 1878-1879 Osmanlı Rus Savaşı ( 93 Harbi) döneminde Düzce ve Adapazarı bölgesine göçmüşlerdir.
3) Kuzey Hemşinlileri: Osmanlı’nın Trabzon’u fethi sonrasında anayurtlarını terk ederek Trabzon –Samsun arasındaki bölgeye yerleşen ve daha sonra 1860-1915 yılları arasında Anadolu’yu terek ederek Karadeniz’in karşı kıyısına göçen/sürülen ve bugün Abhazya ve Rusya’nın Krasnodor bölgelerinde yaşayan Hemşinliler.
Doğu ve batı Hemşinlileri Sünni Müslüman olup kendilerini Türk Milletinin bir parçası olarak görürler, Kuzey Hemşinlileri ise gregoryen Hıristiyan olup kendilerini Ermeni milletinin bir parçası olarak görürler.
Hemşince (Hamşesnak – Hamşetsu lizu), Doğu ve Kuzey Hemşinlilerince konuşulan bir dil olup, akademik olarak Ermenicenin batı lehçesinin kuzeydoğu ağzı olarak tanımlanmaktadır. Günümüz Batı Hemşinlileri Hemşince bilmezler, onlar içinde Ermenice kelimelerin de olduğu kendilerine has bir şive ile Türkçe konuşmaktadırlar. Hemşince, eğitim ve yazın dili olarak kullanılmadığı için gelişememiş, kelime dağarcığı sınırlı kalmış, Türkiye’de Türkçenin, Rusya’da da Rusçanın etkisi altında kalmıştır. Hemşince tarihi kaynaklarda ve günümüz Ermenistan’ında Ermeni alfabesi ile yazılmaktadır, ancak Türkiye’de Latin alfabesi, Rusya’da ise Kiril alfabesi ile de yazılmaktadır. Kapalı toplum yapısı içinde varlığını son yıllara kadar sürdüren Hemşince, artık genç kuşaklar tarafından seyrek olarak konuşulmaktadır. Hemşince, BM Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü UNESCO’nun 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü nedeniyle, Şubat 2009’da yayımladığı “Tehlike Altındaki Diller Atlası”nda ülkemizde tehlike altındaki 15 dil içinde “kesinlikle tehlike altında olan diller” arasında sayılmıştır. Hemşince’nin Türkiye’de yaklaşık 30-40 bin kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Kuzey Hemşinlilerinden Hemşince konuşan sayısı hakkında ise yeterli bilgimiz yoktur.