4.6 C
İstanbul
Cumartesi, Aralık 14, 2024

TEHLİKE ALTINDAKİ DİLLER

tadnet

İbranicenin canlandırılması

Belki de en başarılı dil canlandırma örneklerinden biri İbraniceye aittir. İbranice, M.S. 3. yüzyıldan sonra Roma İmparatorluğunun bölgedeki İbranileri ekarte etmesiyle uzun bir dönem boyunca sadece kültürel ve dini ritüel amacıyla kullanılan bir yazım dili olmuştur. İbraniler bu dönem içerisinde pek çok farklı dili kullanmışlardır. Bunların başında Almanya civarlarına yerleşen Aşkenaz İbranilerinin konuştuğu Yidiş, Suriye ve Kuzey Ortadoğu civarlarında yaşayan İbranilerin kullandığı Asur İmparatorluğundan kalma bir dil olan Aramice ve İspanyol kökenli İbranilerin konuştuğu Yahudi İspanyolcası olarak da bilinen Ladino gelir.

Bu dilleri konuşan İbrani topluluklar dili en azından yazılı bir biçimde yaşatmayı başarmışlardır. Fakat 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, dünya genelinde artan milliyetçilik ve sosyal akımların getirdiği soru “İbranice tekrar konuşma dili olabilir mi?” olmuştur.

Hagiographa, Eski Ahit’in 3. versiyonunun Atasözleri bölümünden bir sayfa. Kaynak: British Library

Bu soru doğrultusunda Sahaf Mendele mahlasıyla bilinen Shalom Jacob Abramowich gibi yazarlar İbranice eserler verip, bulundukları yerdeki ve konuştuğu dillerdeki kitapların İbraniceye çevirilerini yapmışlardır. Ama Mendele ve İsrail Devleti’nin kurulmasında öncü rollerden birini oynayan Theodor Herzl’in de içinde bulunduğu bu yazarlar başka dillerin konuşulabileceğini fakat İbranicenin bir dil olarak tekrar canlandırılmasının neredeyse imkânsız olduğunu savunmuşlardır. Hatta Herzl İbranicenin canlandırılması hakkında 1895 yılında yazdığı “Der Judenstaat (İbrani Devleti)” adlı kitabında “hangimiz İbraniceyi bir tren bileti alacak kadar konuşabiliyoruz?” şeklinde bir argüman sunmuştur.

 

 

 

Hareketin öncüsü: Ben Yehuda

Eliezer Ben Yehuda modern İbranice’nin gelişmesinde öncü rol oynamış gazete editörü.

Bu noktada İbraniceyi canlandırma hareketinin öncüsü olarak bilinen Eliezer Ben Yehuda devreye girmiştir. Ben Yehuda 1858 yılında Rusya Çarlığında Ortodoks bir aileye doğmuş bir Yahudidir. Rusya’da bulunan Yahudilik temelli bir okulda okurken İbranice ve İbranice grameri üzerine 17. yüzyılda yazılmış bir kitabı okuduğu için okuldan atıldığını yazmıştır. Bu olaydan sonra Letonya’da okumaya devam eden ve orada milliyetçi düşünceler ile tanışan Ben Yehuda milliyetçi düşüncelerini Fransa’da okurken tanıştığı Yahudilerle birlikte iyice pekiştirmiştir. Bu yıllarda Paris’te bir kafede İbranice konuşmaya başlayıp, o zamanlar Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Filistin’de farklı Yahudi toplulukların birbiriyle anlaşmak için sınırlı bir İbranice konuştuğunu öğrenmiştir.

1881 yılında Filistin’e yerleşen Ben Yehuda, o sırada Filistin’de bulunan otuz bin Yahudi  ve dilleri için dil üzerinden birleşememeleri sebebiyle “Babil Nesli”[1] benzetmesini yapmıştır.  Dil konusunda ısrarları devam eden Ben Yehuda her Yahudi ailenin ev içerisinde sadece İbranice konuşması gerektiğini savunmuştur. Bu amaçla, Fransa’dan Filistin’e gelirken evlendiği ve bir çocuk sahibi olduğu karısının İbraniceyi iyi bilmemesi sebebiyle, karısını çocuğuyla konuşturmayıp onun yerine iyi bir düzeyde İbranice bilen bir bakıcı tutmuştur ve çocuğuyla sadece İbranice konuşmuştur. Evde sadece İbranice konuşma politikası Yahudiler tarafından benimsenmediği ve 20 yılda sadece 10 ailede görüldüğü için pek başarılı bir uygulama sayılmamıştır.

Başarının yolu eğitim!

Eğitim ise Ben Yehuda’nın İbranice için başarısını başlatabileceği bir yerdi. O dönemde eğitim dili yerel diller veya herhangi bir Avrupa diliydi ve İbranice dersleri bu diller üzerinden işleniyordu. Bu derslerde İbranice metinler eğitim diline çevriliyordu. Ben Yehuda Alliance Israélite Üniversitesinde “İbranice yoluyla İbranice” adlı bir ders vermeye başlamış, sağlığı kötüleştiği için ders vermeyi bıraktıktan sonra dahi kurduğu dil topluluğu ve yayınladığı gazete yoluyla İbranicenin eğitim dili olması gerektiğini her fırsatta dile getirmiştir.

Bu olaylar sonucunda 7000 kelime dağarcığı olan İbranice 50000 kelimeye çıkartılmıştır ve her bir yazar kendi kelimelerini bu sözcükler arasına katmıştır. Ders vermeyi bıraktıktan sonra da aktif olarak İbraniceyi diriltmeye çalışan Ben Yehuda ise İbranicenin gelişmesi için 16 ciltlik bir sözlük yazma işine girişmiştir. Yazmaya başladığı bu sözlüğe, kök benzerlikleri sebebiyle büyük ölçüde Arapçadan, tarihsel süreçte bulunan Klasik İbranice veya Mişnaik[2] İbranice gibi diğer İbranice diyalektlerinden yararlanarak yeni kavramlar için yeni kelimeler üretmiştir. Arapçayı ve diğer İbranice diyalektlerini kullanmak istemesinin sebebi dili doğal bir hale getirme çabasıdır. Fakat bu sözlüğün büyük bir çoğunluğu kendisinden sonra arkadaşları tarafından tamamlanmıştır.

İbrani Üniversitesi Givat Ram kampüsünde bulunan İbrani Dili Akademisi. İbranice ile ilgili konuların işlendiği en üst düzey makamdır.

Ben Yehuda’nın ilk başkanı olduğu, 1890 yılında Dil Konseyi adıyla kurulan , sonrasında ise ismi İbrani Dili Akademisi (The Academy of the Hebrew Language) olarak değişen oluşum; İbranice üzerine kelime kökenleri ile konsept ve kelime çevirileri yapmıştır. 1953’te devlet bünyesine katılan bu kurum tek seferde bir konuyu ele alarak işleri yürütmüşlerdir. Yaptıkları işlerde çeşitli dillerden ve analojilerden faydalanarak İbraniceye yeni kelimeler kazandırmışlardır.

Özetleyecek olursak, bir zamanlar sadece belli bağlamlar içerisinde büyük ölçüde yazılı olarak kullanılan İbranice, 19. yüzyılın sonlarında dönemin İbrani aydınları tarafından belli metotlar kullanılarak canlandırılmaya çalışılmış ve bu çaba sonuçlarını vermiştir. Sahaf Mendele gibi yazarların bu dilde eser vermeye başlaması, Ben Yehuda’nın İbraniceyi canlandırmak için Filistin’e yerleşmesi, her ne kadar başarısız bir girişim olsa da aile içinde sadece İbranice konuşmaya yönelik teşvikler, eğitim dilinin İbranice olması ve İbranice için dil kurullarının kurulup bu kurulların İbraniceye sözlük ve yeni sözcükler kazandırmış olması ayrıca İsrail devletinin 1948 yılında bağımsızlık antlaşmasını İbranice yazıp, İbraniceyi resmi dil olarak belirlemesi ve 1953’te İbrani Dili Akademisini kendi bünyesine katması ölü bir dili kurtarmakla sonuçlanmıştır.

[1] “Babil Nesli” benzetmesinin kaynağı, İncil’de geçen Babil kulesini inşa eden insan ırkını Tanrı’nın cezalandırarak birbiriyle anlaşamamaları için her bir topluluğa farklı bir dil vermesi olayıdır.

[2]Mişna, toplumsal ve ceza hukuku üzerine olan Talmud’un ilk bölümüdür.

Kaynaklar:

Bridger, D., & Wolk, S. (1976). The New Jewish Encyclopedia (Revised ed.). Behrman House.

Freeburg, E. (2013, May). The Cost of Revival: the Role of Hebrew in Jewish Language Endangerment (Senior Essay). Yale University. https://ling.yale.edu/sites/default/files/files/alumni%20senior%20essays/Freeburg%2C%20Elizabeth%20-%20Senior%20Essay.pdf

Nahir, M. (1983). Sociocultural Factors in the Revival of Hebrew. Language Problems and Language Planning, 7(3), 263–284. https://doi.org/10.1075/lplp.7.3.02nah

Rabin, C. (1963). The Revival of Hebrew as a Spoken Language. The Journal of Educational Sociology, 36(8), 388–392. https://www.jstor.org/stable/2264510?seq=1#metadata_info_tab_contents

 

Related Articles

SOSYAL MEDYADA BİZ

1,242BeğenenlerBeğen
1,583TakipçilerTakip Et
879TakipçilerTakip Et
681AboneAbone Ol

SON YAZILAR

EN ÇOK OKUNANLAR