Lazlar, Sanılanın aksine Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan insanların tamamı elbetteki Laz değildir. Bu bilgi daha çok bölgeyi tanımayanlar tarafından dile getirilen yanlış bir bilgidir.
Peki kimdir Lazlar?
Lazlar, Kafkas kökenli bir halktır. Karadeniz’in güney doğusunda yaşarlar. Türkiye sınırları içinde yaşayanlara Laz, Gürcistan’ın Karadeniz kıyısında yaşayanlarına da Megrel denmektedir.
Laz tarihi ise Antik dönemde aynı bölgede var olmuş Kolkhis Krallığı’na kadar geriye gitmektedir. Yunan mitolojisinde geçen ünlü Altın Post efsanesi, Kolkhis’ten altın postu çalmak isteyen Yunanlı denizcilerin hikaye eder.
Laz tarihine ilişkin bilinmesi gereken diğer bir husus ise Lazika krallığının varlığıdır. Bu krallık M.S I. yüzyılda kurulmuş, VI. yüzyılda Bizans- Pers savaşlarından dolayı varlığı son bulmuştur. Lazika’dan sonra Lazların bilinen bir siyasi oluşumu yoktur.
1500’lerin başında ise Lazların yaşadığı bölge Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girmiştir.
Günümüzde Lazların büyük çoğunluğu Türkiye sınırları içinde yaşamaktadır. Batum civarındaki Laz köylerinin çoğu 1877-78 Osmanlı – Rus savaşı sonrası boşalmış, burada yaşayan Laz ahalinin önemli bir bölümü Osmanlı topraklarına göç etmiştir. Halen Gürcistan’da birkaç (Sarpi, Qvariati gibi) Laz köyü bulunmaktadır.
Lazca, “Güney Kafkas Dil Ailesi” içinde sınıflandırmaktadır. Bu dil ailesinde Lazca ile birlikte Megrelce, Svanca ve Gürcüce yer almaktadır. Bu diller arasında Megrelce Lazca’ya en yakın dildir.
Lazca Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde; Rize ilinin Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin ve Fındıklı ilçelerinde, Artvin ilinin Arhavi, Hopa ve Borçka ilçelerinde konuşulmaktadır. Gürcistan’ın Batum kentinde de Lazca konuşan yerli bir nüfus vardır.
Lazca bu bölgenin otokton dilidir. Ayrıca, 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından dolayı yukarıda anılan bölgeden çok sayıda Laz aile Marmara bölgesi’ne göç etmiştir. Bu göçler sonucunda İzmit, İstanbul, Sapanca, Düzce, Akçakoca, Bolu, Karamürsel, Yalova ve civar bölgelerde Laz yerleşimleri oluşmuştur ve buralarda da halen Lazca konuşulmaktadır.
Lazca’nın temel olarak iki şivesinden bahsetmek mümkündür. Bunlar Fındıklı, Arhavi, Hopa ve Borçka’da konuşulan Lazcayı kapsayan Lazca’nın doğu şivesi ve Pazar, Ardeşen ve Çamlıhemşin’de konuşulan Lazcayı kapsan batı şivesidir. Marmara Bölgesi’ndeki Lazlar arasında ise Lazca’nın doğu şivesi hakimdir. Lazca şiveler farklı yörelerin birbirini anlamasını engelleyecek düzeyde birbirinden uzak değildir.
Laz alfabesi ilk olarak 1930’da İskender Tzitaşi tarafından Latin harfleri temel alınarak hazırlanmıştır. Abhazya Özer Cumhuriyeti’nde hazırlanan ve Tzitaşi alfabesi denen bu alfabe ile hayat bilgisi, okuma kitabı ve matematik kitabı gibi ders materyalleri hazırlanarak ilkokullarda okutulmuştur.
Türkiye’de ise Lazca basılı eserler 1990’ların başında orta çıkmaya başlamıştır. İlk Lazca sözlük 1999 yılında İstanbul’da basılmıştır (Bucaklişi, Uzunhasanoğlu). Bunun dışında çok sayıda Lazca şiir, hikaye, masal ve romanlar yayımlanmıştır. Tüm bu çalışmalarda Lazoğlu alfabesi olarak bilinen 35 harflı bir alfabe kullanılmaktadır.
Lazca üzerine yapılan akademik çalışmaların tarihi 1844’e kadar geriye gider. İlk Lazca gramer kitabı 1844 yılında Alman asıllı G. Rosen tarafından hazırlandı. Nikolay Marr 1910’da bölgeyi dolaşarak Lazca metinler derledi. Çalışmalarını sözlük ve gramer kitabı haline getirdi. Fransız Dilbilimci Georges Dumézil 1937 Lazca masallar derlemiş ve yayımlamıştır. Dumézil, genel olarak Kafkas dilleri üzerine önemli çalışmar yapmıştır.
Türkiye’de Lazca üzerine yapılan akademik çalışmalar 2000 yılında başlamıştır. İlk yüksek lisans tezi Boğaziçi Üniversitesi’inde Tanju Gürpınar (2000) tarafından hazırlanmıştır. Aynı üniversitede Betül Emgin (2009) ve Ömer Faruk Demirok (2013) Lazca üzerine master tezleri hazırlamışlardır. Gene Boğaziçi Üniversitesi’nden Balkız Öztürk ve Markus Pöchtrager (2011) “Pazar Laz” adını taşıyan Lazca gramer kitabını yayımlamışlardır. Ayrıca, 2011 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi’nde dört farklı seviyede seçmeli Lazca dersleri okutulmaktadır.
UNESCO 2008 yılında yaymladığı «Tehlike Altındaki Diller Atlası»nda Lazcanın «kesinlikle tehlike altında» olduğu belirtilmiştir.
Mayıs 2013’de Kadıköy’de (İstanbul) Laz Enstitüsü kurulmuştur. Enstitü ilk iş olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na seçmelidersler için Lazca müfredat hazırlamış ve bu müfredatın kabul edilmesi ile, 2013-2014 Eğitim-Öğretim Yılında, Vitze (Fındıklı) ve Arkabi ‘de (Arhavi), 5 farklı sınıfta seçmeli ders olarak Lazca okutulmaya başlanmıştır.
Seçmeli Lazca dersler, yok olma tehlikesini bütünüyle ortadan kaldırmasa da gelecek nesillere aktarılmasında önemli ve anlamlı bir katkı sağlayacağına şuphe yoktur.
Editör: Murat Murğulişi
Lazika Yayın Kollektifi – Kardeş Diller Sözlüğü